Kıymetli Dostlar,
Dünya bilim tarihinde birçok iktisadi görüş ve fikir akımı dönemleri itibari ile oldukça fazla taraftar da bulmuş, eleştiriye de maruz kalmıştır. Kimi görüş kamu sektörünün verimsiz ve gereksiz olduğu, piyasanın devlet müdahalesi olmaksızın fiyat mekanizması (işleyen bir piyasada kendiliğinden meydana gelen bir fiyatlar genel seviyesi) kanalı ile tam istihdam seviyesinin gerçekleşebileceği fikri üzerinde yoğunlaşırken (Klasik İktisadi Görüş / öncüsü Adam Smith) kimi görüş de kamu sektörünün jandarma devlet anlayışı (kamu sektörü güvenlik ve adalet gibi temel görevleri dışında piyasanın doğal işleyişine müdahale etmemeli görüşü) ile değil aksine işleyen bir piyasa mekanizması içerisinde aktif misyonlar üstlenmesi gerektiği üzerinde fikirler beyan etmişlerdir (Keynesyen İktisadi görüşü/öncüsü John Maynard Keynes).
Her iki görüş ve türevleri kabul edebileceğimiz onlarca akım ve fikir adamının beyanatları yıllarca konuşulagelmiş ve bu kuramlar üzerinde mutlak ve genel kesin kararlar alınamamıştır. X etkinsizlik kavramı yukarıda bahsettiğim üzere kamu-özel sektör sarmalının doğru analiz edilebilmesi ve kaynak tahsisinin optimal yapılabilmesi ile ilgili bir meseledir. X Etkinsizlik, gerek özel kesim gerekse kamu kesimi için mümkün olabilir. Her ne kadar piyasanın işlerliği üzerine ortaya atılan görüşler baskın olsa da piyasa başarısızlığı ve buna sebep olan haller de mevcuttur.
X Etkinsizlik, genel olarak piyasa aktörlerinin ya da kamu birimlerinin kötü yönetim, rant kollama, büroratik engeller, örgütlenme sürecindeki sorunlar ve aksak rekabet piyasalarının artması, yanlış borçlanma teknikleri gibi meselelerin kaynak israfına, zaman ve verim kaybına sebebiyet vermesi durumudur. X Etkinlik / X Etkinsizlik görüşü ilk kez H. Leibenstein tarafından ortaya atılmıştır. Bu konuyu kamu kesimi açısından yorumlayan en önemli görüşler ise W.A.Niskanen’e aittir.

X Etkinlik / X Etkinsizlik görüşü ilk kez H. Leibenstein tarafından ortaya atılmıştır.
Niskanen, bürokrasinin sistematik analizini yapan ilk fikir adamı olup 1971 yılındaki Bürokrasi ve Temsili Hükümet adlı çalışmasında 4P (price, power, prestige, promotion) kuramından bahsetmiştir. Niskanen’e göre bürokratlar koltuklarını güvence altına almak adına ya da sosyal faydadan ziyade kişisel faydalarını maksimize etme adına bütçe disiplini ve mali disiplini göz ardı ederek harcamalar yapmakta, kamusal hizmet ve kamusal fayda görüşlerinin aksine oy ticareti ve yüksek rant elde etme çabaları ağır basmaktadır. Bu durum da kapanması güç bütçe açıklarına, gereksiz ve kontrolsüz kamu harcamalarına, bürokrasinin aşırı büyümesine ve verimsiz kaynak tahsisine sebep olmaktadır. Thomas Hobbes’un Leviathan (mitolojik bir canlı) Devlet Modeli görüşünde de belirttiği üzere devleti önüne çıkan bütün canlıları yutan mitolojik bir deniz canavarına benzetmektedir. Politikacıların aşırı büyüme ve güç kazanma hırsı kamu harcamalarında artışa sebep olarak, zaman ve verim kaybına sebep olarak kaynak tahsisini bozmaktadır.
Oy ticareti (logrolling, kütük yuvarlama, oy değiş tokuşu) meselesi de özellikle yerel yönetimlerde görülmekte olup oy kazanmak uğruna yönetim ve örgütlenme problemlerine sebep olabilir. Oy değiş tokuşunun kamu harcamalarını artıracağını ilk kez G. Tullock 1959’da öne sürmüştür. Özellikle kamu kesiminde sıklıkla görülen gizli işsizlik (marjinal faydası ya da katma değeri sıfır olan iş gücü olarak tanımlayabiliriz) durumu da x etkinsizliğe yol açan bir diğer konudur.
Piyasalar açısından ise x etkinsizlik teknik olarak optimal çıktı düzeyinin sağlanamaması (minimum maliyet karşılığında maksimum verim, maksimum fayda) olarak ifade edebiliriz. Piyasa Başarısızlığı konusuna Neo Klasik görüş değinmiş olup piyasaların etkin çalışmasını sağlayan koşulların ortadan kalkması ya da işleyen piyasa mekanizmasının tam rekabet şartlarından uzaklaşması durumunda ortaya çıkmaktadır. Özellikle piyasaların monopolleşmesi (çok sayıda alıcı karşısında tek satıcının olması) tekel konumundaki firmaların çıkarlarını maksimum seviyede tutarken piyasadaki rekabet düzeyini ve işleyişini bozmaktadır.
Özetleyecek olursak kamu kesiminin aşırı büyümesi, aksak rekabet piyasalarının varlığı, kişisel çıkarların sosyal çıkarların üzerinde tutulması ve buna bağlı olarak oluşan teknik ve örgütsel problemler x etkinsizliğin oluşumunu tetikleyen sebepler olarak sayılabilir.
Ülkemiz dahil birçok ülkede gerek siyasi gerekse sosyo-kültürel sebeplere bağlı olarak birçok kamu kurum ve kuruluşlarında x etkinsizliği görülmektedir. Bu nedenle 1980’li yıllardan itibaren kamu mülkiyetinde olan birçok işletme ve iktisadi devlet teşekkülleri özelleştirilmiştir. Dolayısıyla özelleştirmenin en önemli amacı x etkinliğin sağlanabilmesidir.
Faydalı olması temennisiyle…
Emre KAYAALP
Kaynakçası nedir acaba tez için kullancamda.